Zerdali Ağacı
- Bülent Güven
- 23 Şub 2019
- 2 dakikada okunur
Çocukluğumda bir zerdali ağacımız vardı bahçede. Bilir misiniz zerdaliyi? Kayısı gibi olur ağacı. Ama meyvesi kayısı gibi değildir. Yuvarlak değil de badem gibi olur şekli. Daha iri. Böyle çil çil benekler olur üzerinde. Şerbet gibi tatlıdır. Çok az meyvesi olurdu. Genelde de olmaz. Bazı yıllar bir kaç tane olurdu meyvesi. Baharda çiçek açtığından sonra üzerine titrerdik. Çağla döneminde takip eder dallarını, olgunlaşmasını beklerdim hangi dallarda meyve varsa. Sonra iyice tatlanınca, canımın çektiği günler, en uç dallara kadar çıkıp bi tane koparır yerdim. Öyle tatlıydı ki bi tanesi keserdi zaten. Çoğu yıl da hiç meyvesi olmazdı. Etrafında dolanır dolanır, bir tane zerdali göremezdim tepesinde. Güdük bir ağaçtı. Çok da büyümezdi. Ne büyür ne küçülür dururdu öyle. Yeni ev yapıldığında kesmişler bu cimri ağacımızı da. Tam alt komşuların sınırındaydı. Bahçe düzenlemesi de yapıldı. Rüyamda o ağacı gördüm. Alt komşuların bahçesine taşımışız. O zaman orada büyümüş biraz daha. Dallarına salıncak kurmuşum sallanıyorum. Sonra bir baktım. Dallarında o kadar bol çağlalar var ki... Hiç bu kadar meyvesi olduğunu görmedim. Sevinçten napcamı bilemedim. Bir parti verdim onun için. Elimde mikrofon teşekkür ediyorum zerdali ağacına. Çocuklarda var yanımda. 6-8 yaşlarında bir kız çocuğu da var yanımda. Torunummuş galiba. Bi tane de kadın. Tanımıyorum ama eşim olabilir. O da bir şeyler söyledi ağaç için. Torunu kucakladım, kaldırdım. Bir tane acı çağlasından koparmasına İzin verdim. Teşekkür ettirdim ağaca. Balonlar filan dallarında. Parti yaptık. Sonra ağacı kalın bi yerinden kesmişim. Çağlaların fotosunu yakından çekmek için. Çektim. Anneme attım sanırım. Bak ne biçim meyve verdi bizim cimri zerdali ağacı diye. Sonra da ben naptım dedim. Nasıl takcam bu dalı yerine? Allahtan tamamını kesmemişim. Ağaç çatallaşmış kökten biraz yukarda ama yarısını kesmişim. Düşünüyorum aşılama yöntemini filan. Aslında kesmişken yarısını aşılasam mı diye de geçirdim aklımdan ama olur mu? Bu kadar lezzetli başka meyva mı var. Sora koli bandı arıyorum. Arasına toprak doldurur bir naylonla birleştircem dalı köküyle. Sonra da koli bandıyla sarcam sıkıca. Bi genç oğlan var yanımda. Salak salak bakma! Bu senin işin değil mi? Yardım et de tutsun. Yanlış bir şey yapmiyim. Bu dalın tutması, bu meyvelerin olgunlaşması lazım. Sen ziraat mühendisisin. Benden iyi bilirsin...
Bitti. Bu kadar. Aslında ağacın bir suçu yok. Çiçek olurdu da. Bizim oraların baharı da sert. Bi kar yağar, don olur... Çiçekleri dökerdi. Hassas bir ağaçtı. Bir kaç çiçek bazen meyve olmayı başarırdı, bazen başaramazdı. Durum buydu.
Comments