Öylesine
17.5.2016
Bir gökdelen işi almışız. Ben bir firmanın mühendisiyim. İnşaata başlarken bir sürü sorun cıktı. İnşaat alanında gecekondular vardı. Çöplük vardı. Bitişikte bir okul vardı. Onun bahcesinin inşaat alanına tecavüzü vardı filan... Bunların halledilmesi biraz zaman aldı.
Neyse, bunlar çözüldü. Hafriyatı yaptık inşaata başladık. Kule vinci kurduk. Çalışıyoruz. İşi genelde ben yönetiyorum. Bir sürü elemanım var. Saf bir caycım var. Güçlü bir demircim var, kaslı. Becerikli bir kalıpçım var. Herkes gurbetci şantiyede, konteynerlerde kalıyoruz. Birde o bölgede oturan, hatta bakkallık yapan uyanık bir kalıpçım daha var. Çok elemanım var tabii. Büyük iş yapıyoruz, ama öne çıkanlar bunlar. Hikayede adı geçenler. Bina yükselmeye başlıyor. Gecikmeler oluyor. Biz yetiştirmeye çalışıyoruz. Kalıp, demir, beton dök derken bir sürü sorunlar cıkıyor. Kalıpçının birinin aklı dükkanda. Diğeri becerikli ama yönetmek gerekiyor. İş güvenlikte sorunlar yaşıyoruz. Yanlış imalatlar oluyor. Düzeltmeye çalışıyoruz.
Bir sürü olay oluyor. Ama şuan hızla unutuyorum o yüzden yazıyorum. Net hatırladığımı anlatayım. Olayların bir tanesinde yanlış bir kalıp yerleştirilmiş. Onun sökülmesi lazım. Uyanık kalıpçı saf çaycıyı kullanıyor kalıbı sökmekte. Onu karşıya atlatıp kalıbın ucunu kaldırtıyor. Bina bilmem kaçıncı kata çıkmış. Ben de bunları görüyorum. Kızıyorum. Çaycıya kızıyorum. napıyorsun, senin ne işin var burada diye. Kalıpçıya yardım ettiğini söylüyor. O kalıp sabit değil. Baretiniz, kemeriniz yok. Kalıp altından bir kaysa, bu kattan aşağı düşersin. Uyanık kalıpçı bir şey olmaz diyor gene. Bir gün gene bir sorunu kontrol etmek için 38. Kata çıkıyorum asansörle, bir tatil günü. Kimse yok şantiyede. Asansör 37 ile 38. katın arasında kalıyor. Ben kapıyı açıp, üst kata tutunup kendimi çektim. Sonra ayağımı atıp dizimi koydum ve çıktım 38 e. Yürüyorum sorunun olduğu yere doğru. Döşeme bitti. Kolon, kiriş, döşemesiz sistem olan bir yer var. Kirişin üstünden yürümeye devam ediyorum. Korkuyorum da bir yandan. Çok yüksekteyim. Asansörde kalsaydım. Bir tamirci çağırsaydım. O asansörle nasıl geri ineceğim. O asansöre nasıl geri döneceğim. Bunlar geçiyor aklımdan. Neyse diyorum şu sorunu bir çözeyim de onu düşünürüz. Bu kadar yaklaştım. Önümde bir kolonla ona biraz arası açık birleşik, 200 lük filan bir demir boru var. Boruyla kolonun arasından geçmeye çalışıyorum. Sıkıştım geçemiyorum. Çok dar. O sırada çocuklar koşturmaya başlıyor katta.
Sonra çaycı geliyor yanıma.
Oğlum bu ne? Ne işi var burada bu çocukların?
Abi yandaki okulun öğrencileri.
Biz o okulu yıkmadık mı? Nereden geliyor bunlar 38. Kata?
Abi uyan yıkmadık. İnşaat başlamadı ki daha. Çöplüğü kaldırırken çıkan metan gazından zehirlenmişiz. Halüsinasyon görüyorsun.
Arkasından rüyadan da uyandım:)
Bugün Almanya'da son günüm uçağa yetişeceğim. Sanırım aklım inşaatta kalmış benim. Erken kalktığım iyi oldu. Hazırlanayım ben de. Bu günlük bu kadar:)
