top of page
Ara

Annem, Babam ve Benim Anılarımda Bir Adem Hikayesi

  • Yazarın fotoğrafı: Bülent Güven
    Bülent Güven
  • 5 Ara 2020
  • 3 dakikada okunur

Hafta sonu yasaklarından kaçıp kendimi köye attığım Cuma akşamı, köye Adem adında son yıllarda gördüğüm eskiden tanımadığım bir adamın cenazesinin geldiğini öğrendim. Kimdir bu adam? Babam, daha önce ikisini hiç yan yan görmediğim halde, iyi bir arkadaştı dedi. Hikayesini sorduğumda annemle beraber anlatmaya başladılar.


Adem, babamdan 5-6 yaş büyük olmasına rağmen komşu köye ilkokula okumaya giden, babamdan 2 sınıf üstte olan, babam gibilerini yolda, okulda koruyup kollayan abilerden biriymiş. Babam gibi ufak çocukların öğle yemeği olan kuru ekmeklerine bile el koyarmış okuldaki diğer köylerden delikanlı öğrenciler. Adem gibilerden destek alırmış babamlar da. İşte o yıllarda annesini kaybetmiş Adem. O yüzden çok duygusal, hüzünlü, mahsun bir hali varmış.


Adem'in babası Kelağa dediğimiz, köyün uzun süre muhtarlığını yapmış köyde her zaman sevilen, sayılan, Atatürkçü, kanun adamı, dürüst, İsmail dayının sabit bekçisi Mustafa Ali. Kelağa da en az İsmail dayı kadar katı kurallara sahip Bekçi Murtaza karakterinde bir adam.


Kelağa, anneme de babama da çok eziyet etmiş zamanında. 8-10 yaşlarında okuldan arta kalan zamanlarında evin öküzlerini otlatan annem de, babam da oldukça cüsseli olan öküzleri zaman zaman zapt edemezmiş. Bu durumda yabancı bir tarlaya ya da köy arazisine girebiliyormuş hayvanlar. O zaman Kelağa bir şekilde orada bitiverir ve bütün yalvarma yakarmalara rağmen hayvanlara muhtarlık adına el koyarmış. Sonra dedemler cezayı ödeyerek hayvanları alır, haliyle anam ve babam cezalandırılırmış arkasından.


Gelelim Adem’e. 1960’ların başında Adem yeni evli. Karısı Beyza’nın kucağında ufak bir oğlu var. Kendi de karısı da henüz yirmisinde değil. O zamanlar köylere hayırcılar gelirmiş. Bugünün dilencileri. Babamın dediğine göre Malatya’dan filan olurlarmış. Ege köyüne kadar nasıl geliyorlarsa… Onlara herkes yardım edermiş elinden geldiğince. Parası olan para, olmayan buğday, fasulye, nohut… neyi varsa… Benim çocukluğumda da öyleydi. Buğday yumurta para yerine geçer, dilenciler para yoksa alternatif ürünler isterdi. Bakkaldan kümesten aşırdığımız yumurtalarla bisküvi alabilirdik. Her neyse, hayırcı heybesini doldurur, onu da köyden birine satar, parasını alır başka köye geçermiş. İşte tam komşu köy Kabakoz yolunda Adem bizim köyden çıkan hayırcının üzerine çullanmış. Parasını alıp göndermiş. Ama hayırcı gitmemiş. Dönüp muhtar İsmail Dayıdan yardım istemiş.


Muhtar bütün gençleri toplamış meydana. Yüzleştirmiş hayırcıyla. Hayırcı Adem’i tanımış. Bizim kanun adamı muhtarımız da hayırcının zararını ödetmekle kalmamış, jandarmayı çağırıp Adem’i teslim etmiş. Adem 4,5 yıl hapse mahkum olmuş. Karısı Beyza ve çocuğu köyün alt başındaki Kelağa’nın kapısız, penceresiz evinde yalnız yaşamak zorunda kalmışlar.


Aynı zamanlarda Adem’in Kumcuoğlu’yla evli olan kız kardeşi Hatça, Kocası tarafından askerdeyken aldatıldığı şüphesiyle evden kovulmuş. Hatça da baba evine dönmüş bir oğluyla. Kelağa kızı, gelini ve torunlarıyla ilgilenmek yerine onları reddedip köyün misafir evinde kalıp bekçiliğe devam etmiş. Hatça ve Beyza beraber halı dokuyarak geçimlerini sağlamaya çalışıyorlarmış. Fakat bir gece hırsını alamayan Kumcuoğlu evi basmış. Hatça’yı boynundan bıçaklamış. Engellemeye çalışan Beyza’ya dönmüş. Onu da defalarca bıçaklamış. Hatça bir şekilde hayatta kalmış ama Adem’in karısı Beyza oracıkta ölmüş.


Adem’in oğlunu uzak bir köye evlatlık vermişler 2-3 yaşlarındayken. Hatça’yı tekrar evlendirmişler farklı bir köyden biriyle. Hatça’nın iki kızı daha olmuş o adamdan. Sonra kocasının silahından çıkan kurşunla öldürülmüş. Kaza kurşunu denmiş. İki kadının da hayatları erkeklerin elinden acı bir şekilde son bulmuş.


Adem hapisten çıkınca devlet ona iş vermiş. Kendine yeni bir aile kurmuş İzmir’de. Bir daha emekli olana kadar köye dönmemiş. Kumcuoğlu ise gene devletin verdiği işle Edirne’de kalmış. Orada tekrar evlenmiş. Oğlunu yanına almış. Çocukluğumda abimin okulu nedeniyle Edirne’ye gittiğimizde bizi misafir etmiş. Karısı; “çok iyi bir adam, bana ve kendinden olmayan çocuklarıma da çok iyi baktı” demiş anneme Kumcuoğlu’nun ölümünden önce. Oğlu da Çorlu’da yaşıyormuş şimdilerde.


Benim hikayelerini dinlerken, yazarken bile, göz yaşlarımı tutamadığım Beyza’nın katiline de devlet Adem’le beraber sahip çıkıp, iş verip topluma kazandırmış cezaevinden çıktıklarında. Bu gün üniversite mezunlarına bile yapamadığını yapabilen bir sosyal devletimiz varmış o zamanlar.


Kelağa ise, o kanun adamı, biz çocukların maskarası olarak yalnız öldü o kapısız, penceresiz taş evde. Küflü bir tavada kendine hazırladığı yemekten zehirlenerek öldü dendi o günlerde.


Kelağa’nın evine bazen taş yuvarlardık. Bazen de yuvarlamak için bulduğumuz büyük, küçük traktör tekerleklerinin yukarıdan evinin duvarına çarpıp zıplayışını izlerdik. Kelağa evde yoksa teker tekrar yukarı taşınıp bu oyun tekrarlanırdı. Eğer evdeyse gürültüyle birlikte evden fırlar, bizi kovalardı. Baharda onun evinin önünde ki bademe yumulurduk çağla için. Bizi görünce taş atar, kovalamaya başlardı gene. Bizim için sadece bir gargameldi…


Seksenlerden Kelağa'nın(başı sarıklı elinde sigara olan) da bulunduğu bir fotoğraf


Kelağa ve Adem


Kelağa'nın evine doğru teker yuvarladığımız tepe. Aşağıdaki ağaçların önündeydi ev. Şu an hiç iz yok. Muhtemelen taşları Adem'in köyün tepesine yaptırdığı evde ve diğer inşaatlarda kullanıldı.



 
 
 

2 comentarios


hburak11
11 abr 2021

Fotoğrafta babaannemi görünce hemen okumak istedim... Sanki Yaşar Kemal hikayesi okudum. Adem Dayı'nın silik bir resmi vardı zihnimde, netleşti. Artık o badem ağaçlarına farklı gözle bakacağım, hayatın tanığı ve hafızası olarak. Sayende zamanın bilinmezinde kısa bir yolculuk yaptım...Şu sözler aklıma geldi "Bütün dünya bir sahnedir...

Ve bütün erkekler ve kadınlar

sadece birer oyuncu.

Girerler ve çıkarlar..." Size sağlıklı ve güzel günler diliyorum. H. Burak METİN

Me gusta
Bülent Güven
Bülent Güven
02 may 2021
Contestando a

teşekkür ederim güzel yorumların için. fotoda babaannenin de olduğunu bilmiyordum. hepsini görmüşümdür muhtemelen ama kim oldukları aklımda kalmamış. size de sağlıklı günler dilerim...

Me gusta
  • White Facebook Icon

© 2023 by Going Places. Proudly created with Wix.com

bottom of page